27 Ocak 2020 Pazartesi

Vakit Nakit



"Yazıları neden story olarak paylaşıyorsun?"

Bu benim için müthiş gözlem aracı...

Ortalama 10-12 sayfa okuduktan sonra okumayı bırakıyoruz. Gören kişi sayısının düşüşü muazzam bir grafik.

Peki bu ne demek?

İlgimizi çeken, merak ettiğimiz bir konu(öyle olmasa neden 10 sayfa okusun? Direkt geçer.) hakkında BİLE motive değiliz.
Okumaya motive olamıyoruz.
"OKUMUYORUZ"
"Okumak vakit kaybı" komutu hakim. Ki haklı bir komut.
21.yy'ın en büyük tuzağı da bu değil mi zaten?  "Acelem var" sanrısı... Faydacılık ve somutizm. Vakit, nakittir?
Muazzam illüzyon. Kastettiğim asıl şey, kaliteli boş zamanın çok ender oluşu... Ellerimin ve kafamın işle meşgul olmadığı, bana bir şeyler katacak aktivitelere ayrılan zamandan bahsediyorum.... Burada temel arz-talep mekaniği işliyor... Yani insan, giderek küçülen bu zaman diliminden maksimum fayda sağlamaya bakıyor ve bunu da bildiği tek yolla, o zaman dilimlerine büyük paralar gömerek, hazırcı olarak, hazzı maksimize ederek ve sabretmeden yapıyor...

Arkadaşlarla yemeğe mi çıkacağız kırk yılın başı? O zaman en baba yerde yiyelim de zevkini çıkaralım....

 Kültürümüz, donamımız kaldırmayabilir ama cüzdanımız kaldırıyor...

Okumaya ya da sabıra ihtiyacımız yok! Sadece nakit...

Çevrendeki herkes aptal gibi para harcayınca, acele edince, hazzı maksimize edince sen de bundan etkileniyorsun... Onlar iyi bir restorana giderken, sen evde oturup bir şeyler okuyup, vakiti nakite çevirmeden, skype'la bağlanacak değilsin...  Ya da sana iyi bir doğumgünü hediyesi alanların doğumgünü gelince "ben bu işleri fazla materyalist buluyorum" diyecek değilsin....

Bir süre sonra da bu aşırılık,   lüks ve statü tuzağıyla elele gidiyor; "Pahalı şarap seçemeyeceksem ne diye o kadar okuyorum? Madem çalışıyorum , o zaman en iyi şaraba layık değil miyim?"

Halbuki o şaraptan zevk almanı sağlayacak kültürü edinmek için gereken zamanı satın alamazsın, onun bir kısayolu yok  . Kültür ve zevk, zamanla edinilir, parayla tüketilirler.... Çok zamanda kazanılan parayı, az zamanda harcayarak hayatı "hacklemek" ve kaliteli yaşamak mümkün değil, bu bir yanılsama...

Piyasayı yenemezsiniz... Aceleniz olmasa da, okumaya  sabrınız da olmasa yenemezsiniz...

Finansal yatırımın mantrası diversification kavramıdır, yani tüm yumurtaları aynı sepete koymamak... Bizim yumurtalar da görünürde farklı sepetlerdeler....

Modern insan, bu sepetlerde altın yumurtalar değil sanal rakamlar ve acele  biriktiriyor... Çalışma hayatınızdan arda kalan her şey, bilgisayardan gerçek zamanlı izlediğiniz bu sayılarla ölçülüyor.... Ve günün birinde, hepsi gözünüzün önünde saatbaşı erimeye başlayabilir....

Ben birikimin dolar cinsinden değil, özgürlük cinsinden hesaplanılmasının alışkanlık haline getirilmesini savunuyorum...

Ne kadar paran var? Kusursuz omlet yapmasını öğrenene kadar, Fransızca'yı sökene kadar, bir türlü bitiremediğin o kitabı ya da makaleyi okuyup ya da yazana kadar vs...

Bu saçma sanal strese yenilip panikleyerek, kalan varlığını düşen fiyattan satabilirsin ama o arada voliyi vuran vuruyor, olan da piyasayı yenebileceğini sanan ufak yatırımcılara( 21.yy insanına) oldu... Yani tam zamanında alıp, tam zamanında satmaya çalışan vakti nakit aklıevvellere....

Wall Street'te doğup büyümüş kodamanların milyarlar kaybettiği bir dünyada, senin benim gibilerin piyasa ortalamasını yenmeye çalışmaları aptalca bir rüyadır...

Yanılsamadır...


Bu çalkalanma bana rahmetli anneannemin bile bildiği bir şeyi hatırlattı; Kolunda altın bileziğin olsun ama sanal rakam olarak değil.

Sabrın olsun, ilgini çeken bir şeyleri okuyabilecek kadar...

 Ve acelenin olmadığını fark edecek kadar zihin açıklığın olsun.

Bir de uzay çağına tahammülün olsun.

En çok bu lazım!










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder