7 Mart 2020 Cumartesi

Aynı sebepler, aynı sonuç


Tarih konusunda kabul görmüş bütün gerçek geçmiş, ancak bir topluluğun kahramanlık geçmişini yansıtıyorsa önem taşır. Bu, bütün toplumlar için o toplumun varlık ve onu koruma dersi amacına dönüşür. Yenilmişliklerden çok, yenme hikayeleri anlatılır. Her toplum kendi hikayesini kahramanlık olarak anarken, yenilen taraf her zaman iktidarsız taraf olarak anılır. Kızılderililerin tarihinden daha önemlisi Amerika tarihidir, Afrika tarihinden daha önemlisi İngiltere tarihi, Bizans’tan daha önemlisi Osmanlı tarihi gibi görünür. Fakat, Aborjinler, Mayalar gibi topluluklar için kahramanlık dövüşlerinden çok fazla bahsedilemez çünkü günümüzde onlara karşı üstünlük iddiasında bir toplum yoktur.  
Tarih bir methiye sanatına dönüştürülmeden önce toplumlar kendilerini kazanan kadar kaybeden yerine de koyarak bu çekişmelerden ders çıkarma niyetindeydiler. İnsan nasıl olur da doğduğu, soyunun kendisine emanet ettiği, hatıralarını yaşadığı toprak için mücadele ederken zayıf düşer ve yok olur. Tarih bize bazı toplumların varlıklarının neden diğerlerine göre daha uzun sürdüğünü anlatma niyetindedir.... Her tavrın aynı sonuçlara sahip olduğunu bilmek ve bu kurama direnmek, yok olmaya hazırlanmak demektir.
Yanlış anlaşılmış bir tarih dersi bize aslında Almanların sınır genişliği eğiliminde olduğunu, Amerikanın her zaman diğer toplum değerlerini kendi ülkesi adına kullanma eğiliminde olduğunu, Arapların tarihleri boyunca çalışmayı çok da sevmediklerini, Çinlilerin ırkçı, Yunanlıların romantik, Afrikalıların da hiçbir milliyet akımına sahip olmadıklarını defalarca anlatmıştır....

 Bu durum kişilerin geçmişteki tavırlarından ders alıp, onlarla yeni bir ilişki kurarken aslında hiç değişmeyecekleri bilgisini ortaya koyar. Gelişmiş oldukları iddia edilen ülkeler de Yunanlılar veya Araplarla iş yaparken onlara çalışmaları gerektirmeyecek teklifler sunarak uluslar arası ticaretlerini bu yöntemlerle, yani milletlerin zafiyetlerine göre planlarlar. Tıpkı Hitler’in Almanlardan kendisini desteklemelerini isterken onlara içinde daha çok iş yapılan, toprakları geniş bir Almanya vaat etmesi gibidir....
Eğer arkadaşlarınızdan biri silginizi size sormadan aldıysa ve işi bitince kendi masasında bıraktıysa, ilk hatayı yani izin almış olmasını belki “Acelesi vardı.” şeklinde yorumlayabilirsiniz ama ikinci hatayı yani kendi masasında bırakmış oluşunu, onunla ilişkilerinizde ya onunla mesafe almanız gerekecek ya da onu aslında daha az erdem gerektiren işler için kullanabileceğinizi bileceğiniz şekilde yorumlamak gerekebilir. 

Aynı sebeplere sahip her durum aynı sonuçları doğurur. Tarih de budur.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder